Avrupa’da yükselen sağ popülist (ırkçı, otoriter) dalganın üzerine bir de Almanya’nın Saksonya eyaletinin (eski Doğu Almanya) Chemnitz kentinde patlak veren kitlesel faşist gösteriler, göçmenlere yönelik saldırılar gelince, “1930’lara mı dönüyoruz” sorusu etrafındaki tartışmalar yeniden alevlendi.
Son birkaç yıldır işleyen süreç, yapılan son anayasa değişiklikleriyle birlikte, başkanlık sistemine geçiş kılıfı altında bir faşist rejimin kuruluşu ve oturtulması süreciydi. Türk-İslam tipi bir sivil faşizme geçilmiş bulunuyordu. 16 Nisan 2017’de referandumdan geçirilmiş ama bir iki maddesi dışında yürürlüğe...
Erdoğan faşizmi, emekçi kitlelerin örgütsüzlük koşullarında her türlü burjuva propagandanın etkisine açık olmaları olgusundan güç almaktadır. Bu durumun değişmezliğine olan inanç ve güvenle hareket etmektedir. Ama bu boş bir inanç ve güvendir. Tarih, kitleleri aldatarak, onların en geri yönlerine seslenerek iktidara...
Faşist rejimin devleti yukarıdan aşağı yeniden örgütleyerek tam anlamıyla kurumlaşması bakımından Türkiye tarihinde bir milat anlamına da gelen 24 Haziran seçimlerinin sonuçları birçok açıdan tartışma konusu oldu. Tartışma konuları içinde özellikle odak noktası olan husus, seçim öncesi süreçte başta ekonomi olmak...
Her halükârda, kriz derinleşecek ve işçi sınıfı haklarına sermayenin daha yoğun saldırıları gündeme gelecektir. Hak gasplarının ve işsizliğin artacağı, çalışma koşullarının daha da ağırlaşacağı, ücretlerin enflasyon karşısında kuşa döneceği, çocuk emeği sömürüsünün daha da yaygınlaşacağı, iş cinayetlerinin...
Erdoğan’ın “hızlı sonuç alma” yöntemi olarak sıkça başvuracağı görülen cumhurbaşkanlığı kararnameleri peş peşe yayınlanıyor. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun Cumhurbaşkanlığına bağlanması, SGK’nın Sayıştay denetiminden muaf kılınması ve Devlet Denetleme Kuruluna olağanüstü yetkiler tanınması da söz konusu...
Sermayenin hoşuna gitmeyen, onu ürküten birçok özelliğine rağmen T. Erdoğan ve AKP’nin iktidardan düşmesi, hele bir de demokratik bir halk tepkisiyle devrilmesi, mevcut düzen için çok büyük bir risktir.
Unutulmasın ki, faşizm ve benzeri tüm olağanüstü burjuva rejimler işçi sınıfının mücadelesine, örgütlerine darbeler indirebilir fakat her ne yaparsa yapsın işçi sınıfını ortadan kaldıramaz. Onun tarihsel misyonunu yok edemez ve en karanlık günlerin içinden bile sınıfın duyarlı unsurlarının tomurcuklanmasını...
Şimdi yine tehlikenin fakında değilsiniz, “stratejik cahilliğe” sığınıp olağanüstü bir seçimlerin ertesi günü, her şeyin sıradan olmasını bekliyorsunuz. 7 Haziran seçimlerini izleyen dönemden de mi bir şey öğrenmediniz?
Sosyal medyadaki “T A M A M” çıkışı, milletin dışlanan kısımlarının gür bir sesle milletin sadece AKP ve Bahçeli seçmeninden ibaret olmadığını haykırması açısından önemlidir.
24 Haziran seçimleri bir “erken seçim” değildir, bir oyundur. Gerçekte faşist rejim, muhalefetin tam anlamıyla hazırlıksız yakalandığı koşullarda, her türlü devlet imkânını kullanarak, hile ve manipülasyona başvurarak kitleleri bir oldubitti ile karşı karşıya bırakmayı, seçim oyunuyla kendisini sandıkta...